17 Şubat 2012 Cuma

Şiddetle Duygusal Şiddetle Sanatsal



 Bir Paris iki Çingeneler Zamanı...

İki gündür enteresan filmler denk geliyor elime film kitaplığımdan(!) dun Cédric Klapischin Paris adli filmini seyrettim. Sahne seçimleri kamera acıları öyle hoşuma gitti ki İspanyol pansiyonundan tanıdığımız bir yönetmen ve gene İspanyol pansiyonundan tanıdığımız Romain Duris. Filmin başlangıcından itibaren her karede Paris tatlı tatlı esiyor fırınlardan taze çıkmış bagetlerin dumanı, köşe başlarındaki çiçekçilerin nergis demetleri ressamların boya kokuları çarpıyor yüzünüze.. Ta bi bide her küçük hikayedeki neşenin barındırdığı bi parça hüzün. Sofistik. Paris gibi..




Emir Kusturica ve Çingeneler Zamanı
Film sonsuzluk kadar uzun geldi bana. saniyeler geçtikçe gerildim 2 saat 16 dakika boyunca mıhlandım sanki koltuğuma. Emir Kusturica özgün tarzıyla her sahneye imzasını atmış. Yönetmenin diğer filmlerini izleyenler bilir ki müziklerle  Goran Bregoviç ilgilenir. Son derece başarılı hatta bazen insan filmi izlemeyi bırakıp sadece dinliyor yani bana itiraf etmeliyim ki Aziz George Festivali sahnesinde aynen bu oldu. Bir de benim için bi Emir Kusturica klasiği var ki hayranlığımın sebebi. Ağlatan sahnelere acılara tebessüm hatta bazen kahkaha katması ama ne gülebilirsin o sahnede ne ağlayabilirsin boğazına kocaman bi ayva takılmış gibi kalakalırsın
Filmin bi diğer özelliği de ilk çekilen çingene dilinde film oluşuymuş bu yüzden pür dikkat dinledim çok enteresan bazen kulağıma bize çok yakın sesler geldi, tanıdık isimler, ”Hatice Azra Ahmet İrfan”dı bi de çok enteresan kovma tersleme terimleri çok tanıdıktı ” naaş, toz ol, bi de s*ktir” duydum sanki yada bana mı öyle geldi emin değilim.

Sayın Okur iki filmde benden geçmiş onayımı almıştır.İzlenmelidir.
Keyifli seyirler.
dipnot: üst üste izlenmemesi önerilir.Sakıncalıdır.


5 Şubat 2012 Pazar

Sürpriz Tatil


Sömestr dedim Salt Beyoğlu dedim ama hayat çoğu zaman olduğu gibi oynamak istediğim katları değil bambaşka kartlar açtı karşıma bende onlarla beni mutlu edecek en iyi şeyi yapmayı denedim ve karın eridiği şu son günlere kadar gayet iyi vakit geçirdim.
Once upon a time ı izlemeye başladım ki çok çok çok beğendim dışarıda kar yağarken bol kafeinli ginseng takviyeli cafe crown action içip içimi ısıttım enerjimi tavan yaptırıp bol bol kar yürüyüşleri ile karın tadını çıkardım :) İplik ve şişte aldım atkı örmek için fakat ben daha iki ilmek atamadan karlar eridi bu işte yeterince başarılı değilim :) Havanın açmasını fırsat bildim attım yünü şişi bi kenara kaptım patenlerimi Caddebostan sahile kaçtım ama o kadar da değilmiş biraz abartmışım :) kayarken iyi hissedilen hava bi banka oturup dinlenirken esiyor da esiyor..
Şu hayatın beklenmedik anlarda ki beklenmedik tepkileri sürprizleri ve hatta tokatları hayatı yaşanır kılıyor.Eğer herşey planladığım gibi gitse hiç çekilmezdi bu hayat.

Hayat çikolata kutusu gibidir sen kutuyu bulduğunda senden öncekiler bütün çikolataları yemiştir kesin.
             ****              

Karlı günlerin keyifli bi hatırası :)


Ben çekim yaparken beni güvenle evime ulaştıran Zamaneicatları na yol boyunca keyifli arkadaşlığı için çok teşekkür ediyorum.

Sayın Okur umuyorum sende eğlendin bu karlı günlerde.
Yok olmadı mı?
Boşver eğlenmene bak ;)