Bu filmi izlemeyi çok uzun süre erteledim çünkü (gülmeyin) daha izlemeden korkmaya başlamıştım.Yalnız da izleyemediğim için dvd yi alıp arkadaşımla bi playstation cafe de izlemeye karar verdik.
Yönetmen koltuğunda Roman Polanski, Rosemary rolünde sevimli sesli naif görünümlü Mia Farrow.
Film başlıyor, 1966 New York'unda geçen film manzaralarıyla keyif veriyor.Yeni evli genç çift her sahnede birbirlerine sevgi gösteriyorlar, öpücükler havada uçuşuyor, sevimli tonton kapı komşuları, romantizmin doruklarda şömine önünde yemek yemeler bi ara yanlış filmi aldığımı düşünmeye tam başlamıştım ki o yıllarda büyük sansasyon yaratan, kilisede bile dedikodulara sebep olan sahne giriyor bi anda gerilim müzikleri biz ki 90'lar 00'ler neler neler gördük buna rağmen epey afallatıcı.Beklenmeyen bi anda gelişi, titrek müzikleri korkunç olarak görmesem de gerilim yaratıcıydı.
Filmin ayrıntıları oldukça güzeldi kaybolan eldiven, kendini kaybedince çiğ et aşerip yiyen Rosemary, komşu ile olan arkadaşlığı sonrası işleri açılan aktör.Tabi burada yönetmenin zekası devreye giriyor ve seyircinin ilgisini hiç kaybetmeden filmi bitiriyor.Filmin ritmi artıkça gerilim artıyor sizin sinirleriniz de o derecede bozuluyor ihanet eden bir eş, sapkın bir tarikat, bu düşüncenin kör kütük kölesi olmuş bir grup insan ve diğer yanda masun bir anne daha doğmamış bi yavru.
Sadece gerilim odaklı olmayan aşk, güven, annelik duygularını sorgulayan bu kült filmi, gecenin bittiği pijamaların giyildiği bir cadılar bayramı gecesinde keyifle izlenebilir.
Sayın Okur, filmi izledikten sonra yorumunu bekliyorum ;)
Ben korkmadım bakalım sen korkacak mısın?
BÖÖÖ!!!
O yıllarda ellerinde bulunan tekniklere, altyapıya rağmen günümüzde seyircisini hala rahatsız etmeyi başarabilen gerilim filmi nasıl çekilir sorusunun cevaplarından biri. Tanıtım yazısıda pek güzel olmuş ellerine sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim :) böö!
YanıtlaSil