31 Temmuz 2012 Salı

*-*

bazen seni çok özlüyorum o zamanlar resmini yapıp ona 
bakıyorum^.^


pat.





biri bana ilk günlerimizi sorsa; brownie intense, kahve ve BigBangTheory derdim.Bi de eski sevgilinden yanında gelen bir albüm ve bi de bi kaç sezon dizi vardı.
aradan yıllar geçti şimdi o yanında gelen albümü dinleyip, o dizileri izliyoruz.
itiraf et ikimizde onu özledik. :)

yastıksohbeti.

+merhaba dunyali
-imm imm imm!
+uyudun mu ki?
-evet uyuyorum!!
+oda ne kadar serin degil mi?
-hava 29 derece tropikasyali!
+ama sen soguksun!
-cunku buz yedim.cunku ben buz canavariyim.cunku soguk dus aldim.cunku seni de yerim o_o
+karpuz mu yesek?
-zzZzz
+makarna yapalim mi?
-seni isiririm
+hadi dans edelim ^.^

__timber timbre__
____creep on creepin' on____

+uyusak mi sen isinmadan *-*
-oluyyy.
+zzzzzZ.
-O_O
+zzZzzz.
-mutlu uyu tropikasyali****
+nim nim nimm. ^-^

26 Temmuz 2012 Perşembe

uyu.

yerden yüksek oynayasım en yükseklere çıkıp aşağı atlayasım var
kör bi ebe olup en güzel kumaşlarla gözlerimi bağlayasım var
senin olasım sonra da yok olasım var!

en güzeli;
 gene garip bi günümdeyim var sayalım.
oyuna baştan başlayalım.

Ebee!!

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Yayın Başlığı Yok



bu blog neden boş arkadaş? bunun bir çok sebebi olabilir. yazmaktan bıkmış olabilirim kendimden bıkmış olabilirim.Kendimi özlemiş gibiyim aslında hissettiğim bu.herneyse işte bir çok kelime okudum yokken. kelime; hiç kitap bitiremedim çünkü. bir sürü resim çizdim. bi kaç insanla tanıştım.filmler izledim. dans ettim. kabuslar gördüm rüya görmeyi dilerken.şimdi  rüyalar görmeye başladım daha iyi olacağımı sanıyordum koca bi boşluk varmış gibi hissediyorum yanlızca. ama doldurulabiliyor gibiyim.

bugün "lost embrace" filmini seyrettim sıcak bi film ama bana bişey ifade etmedi havasız gibiydi sanki çok fazla kapalı kalmış oda gibi hissettim sıkıldım. heycanlanmanın anlamını  kaybetmiş gibiyim.


bi de "how to get ahead in advertising" gibi bişey izledim heralde 80 sonunun madmani izledim işte bi uyandırma çabası var filmde bi reklamcılığın yalanlarına, reklamcılıkla aslında hayatımıza giren yalanlara hayatımızın yalanlaşmasına isyan.bi kulağımdan girdi diğerinden çıktı.


gerçi dün değil önce ki gün salı mı oluyor yok pazartesi işte o gün  "science of sleep"i izledim hoşlandım. ama gene de yeterince heyecan yok! yeterince tepki yok!


ondan bir kaç gün önce de "melancholia" aynı kendimi gördüm baktıkça kendi halimi izledim izledim ve acaba dünyanın sonumu geliyor diye düşündüm endişelenmeden umrumda bile değildi Justine nin dediği gibi eğer şimdi ölüceksek tuvalette gidebilirdim özel bir şey yapmaya ihtiyaç duymadım çünkü herşey tuvaletteki gibi..bi de acaba neden cannes da en iyi kadın oyuncu ödülünü charlotte gainsbourg almamış ki diye düşündüm.


bugün aptalca fransada yaşamak istediğimi anlattım kendime oradaki kapı komşumu, sokakları, yolda yağmura yakalanınca çıplak ayak koşucağımı, takacağım şapkaları, ucuz çatı katındaki yer yatağımı, çarşafıma sürülmüş boyalarımı, kafamda sulu boya fırçasıyla yemek yaptığımı falan sonra sonra çok konuştuğumu farkedip dinlemedim kendimi. altıgen cafeye geçtim freud u düşündüm ama ne teorilerini ne derslerini bi tek kendisini düşündüm sonrada nazileri ve yahudileri sonra da kaburga dolmasını..